RAMPAMI Ä°STÄ°YORUMÂ…


Türkiye de yaşayan amatör denizcilerimizin tüm sahillerde ücretsiz halka açık beton yapay rampalardan, şahsi araçlarıyla römork üzeri taşıdıkları tekneleri denize alıp, atmaya o yararlanacakları günleri hasretle bekliyorlar.

—‘’Yahu arkadaş yıllardır bekleyip biriktirip şuncacık fiber bir tekne aldım, dişten arttırdığım onca yıl sonra fazla bir bütçem de yoktu ama, liman kayıtlı vergisiz olsun dedim 4,99 mt ile sınırlandırdım, tekne sahibi olabilmek için evet yıllarca hayal ettim ben çırpındım, hatta gidip römorku olsun dedim, limanlara ücretle bağlı kalmadan aracımın arkasına takıp günü birlik indirip kaldırabilirim diyerek ben nereye o da benle oraya dedim.

‘’Dedim, dedim de………………… Ahhhh, ahhhh keşke demez olaydım…!

‘’Şimdide indirecek yer bulamıyorum iyi mi? Bulamadığım gibi bir de her limanda inerken ayrı, çıkarken ayrı bedel ödemek zoruma gidiyor az da değil birkaç yüz liradan bahsediyorum. Bazen liman görevlisi, bazen kooperatif yetkilisi. Şu koca güzelim memleketimde koca dört deniz var eeeee… Biz şimdi nasıl denizlere kavuşacağız, nasıl amatör denizci olacağız böyle?

‘’Hani denizci bir toplum olmak için denize özendirileceğinden bahsediliyor orda burada ahkâm kesiyorlar ama gel gelelim teknemi aracımla rahat bir manevra yapıp sakin liman içinde beton bir rıhtımdan ve tabiî ki denizin içine doğru eğimle inen bir beton rampadan nasıl indirebileceğim? Şöyle halka açık herkesin ücretsiz yararlanabileceği bir yer yok ki …!

-‘’Hiç istemiyorum ama, satsam mı diye kara, kara düşünmeye başladım…..


Evet, denizci dostlar bu sözler hiç birimize yabancı değil hatta hepimizin içini yıllardır amatör denizciliğimizi, denizcilerimizi sekteye uğratan ve bizi kemiren bir sorun. Yazıldı çizildi bazı meclislerde fakat hiçbir gelişme kaydedilemedi, üstü örtülü sessizliğini hala koruyor.

Maalesef stresli ekmeğin peşinde koşan şehir hayatı yaşayan bizler hakkımız değil mi biraz keyif ile denize kavuşmanın en ekonomik yollarından biri olsun da, bizim olsun diyebilmek. Minimum ölçüde, minimum imkânlarla denize çıkabilmek, denizin tüm olanaklarından istifade edebilmek, oltamıza takılmış akşam eve bir tava balığımızı ailece oturup yiyebilmek, yaz sezonunda sakin ve temiz bir yerde ailece dostlarla denize keyifle girebilmek hakkımız değil mi?

İşte tüm bunlar minimum ekonomimizi elimize aldığımızda hayalimizde yaşattığımız deniz macerasının da en başıdır. En basit denize kavuşma metodu aracımızın bagajında rahat bir şekilde taşıyacağımız çanta içindeki kürekli bir bot bizi karadan dert sıkıntılardan başka diyarlara taşıyacak bir soluktur.
Denizi yaşamak için illaki koca motorlu kamaralı teknelere sahip olmakla gerekmez, şişirilebilir veya fiber olsun çeşitli seçeneklerle deniz de olabilmek için bot, kano, sörf hatta yelken, jet ski yapmak istediğimizde motor kullanmadan idare edilebilen pirat, optimist, lazer gibi pek çok seçenek olduğunu veya motorlu fiber tekne çeşitlerini de araştırdığımızda görüyoruz.


(Motor ihtiyacı olmadan kullanıma uygun yelkenliler, yetişkinler, çocuklar, gençler için böyle RAMPA lar olsa halka açık isteyen dilediği gibi ücretsiz yararlanabilse… )


(YAPAY BETON RAMPA , bot, kano optimist, laser, jetski, gibi pek çok deniz aracını güvenle indirip, bindirebileceğiniz yegane noktadır.)


Her ne kadar römork gereksinimi olmadan önceleri şişme bot başlangıç olsa da bir veya iki kişi yardımıyla kurulabiliyor ancak ara sıra değil belki ama sık, sık denize çıkabilmek için botun kurulup tekrar bozulması süreci bir süre sora hamallığa eziyete dönüşmekte. Malzemeleri hazırlamak araca yerleştirmek ayrı bir muammadır, tüm malzemeleri araca taşı yükle, botu kur, şişir, motoru tak, yakıt deposu, buzluk olta veya dalış malzemeleri içine istifle, seyir dönüşü kıyıya vardığınızda bu kez havasını indir, motoru sök, yakıt tankı, halatı, çıpasını araca taşı, eve varınca evde yıka, katla, uygun bir yere kaldır. Bir zaman sonra bakmışsınız canınıza tak etmiş hatta işin ucunda sağlığı kaybetmekte var. Hal böyle de olsa yine yapay beton rampa gereksinim şart olduğuna karar verilir.


(ŞİŞME BOT kullananlar bilirler ki şişir, indir, taşı, katla bu yorucu taşıma külfetinden kurtulmak için pasif taşıma yöntemlerini ararlar, böyle araç üzeri taşıma gibi. )


Bu yüzden römorklu bir tekne edinmek her koşulda en iyi, en sağlıklı, en kolay yodur ve üstelik tercih edilebilir pek çok seçeneğiniz var. İster seyyar salmalı yelkenliden tutun da mini motor yatlar, sürat tekneleri fiber tekneler, sandal, fiber tabanlı botlar gibi pek çok alternatif deniz aracını römorkla taşıyabilmek söz konusudur. Düşünsenize hiçbir limana bağlı kalmadan özgürce römork üzerinde bir gün Bozcaada’da, Ayvalık’ta, bir gün bakmışsınız Van Gölü’nde seyirdesiniz.


(Ülkemizin her sahil şehri veya beldesinde halka açık amatör denizcilerimize bir tane ücretsiz RAMPA ve park alanı olsa, amatör denizcilerimiz büyük bütçeler vermeden römorklu tekne sahibi olabilme sayısı da artar, yeni denizci sayısı da Varsın RAMPA dan teknesini rahatça indirebilsin. Yıllardır hasret çektiği denizlere sahilden bakmasın, içinde teknesinde olsun. Güzel olmaz mı?)


(Kim istemez römorku ile yelkenlisini istediği yere taşıyıp halka açık ücretsiz bir RAMPA’DAN indirmek)


( İşte size 8,00 metrelik seyyar salmalı römork üzeri yatınız.)



7 gün, 24 saat, 365 gün hiçbir limana gerek kalmadan yıllık bağlama ücreti ödemeden teknenizi römork üzerinde kâh otopark, kâh evimizin bahçesi veya alternatif güvenli alanlarda deniz araçlarını kışlama halinde bırakabilirsiniz. Hatta sezonluk zehirli ve motor bakımlarını yine römork üzerinde yapabilmek denize gönlünü kaptıranların istediği ve seçeceği en rahat yoldur. Akabinde tüm denizler sizin.

Aracımızın arkasında ruhsatımıza işli çeki demiri ile 750 kiloya kadar sınır ile römorkunuzu ruhsata işletme zorunluluğu olmadan kullanımınıza amade. Sahiller kayalık, iri çakıl, kum, yosun bazen sert başlayan biraz ilerleyince cıvık bir halde iken bulunduğumuz sahillerde indirecek yer bulunamayabiliniyor. Kimi deniz hemen derinleşiyor, kimi dalgalı oluyor ve benzeri normal aracı bırakın 4x4 araçla bile sahile geri, geri girip çıkmak bazen mümkün olmuyor.



( Doğal RAMPA gibi görünen sahiller felaketiniz olabilir. Keşke ücretsiz halka açık bir RAMPA olsaydı.)

Teknemizi, motorumuzu, römorkumuzu tam takım seçip aldık, fakat ana sorunumuz dalgasız, sakin, sert, düz bir zeminden denize, göle, kanala nasıl güvenilir bir şekilde indirip, yükleyebiliriz olacaktır?

Fakat tüm bu güzel hayallerin ardından bizi bekleyen büyük bir engel var. Tekne park alanı ve RAMPA

Diyenler olacak ‘’Yahu bir sürü koy ve doğal sahil var buralardan indirsinler.’’
Tamam, var ama uygun sert zeminli dalgasız, sakin bir doğal rampa yeri bulmak hele ki aracımızla uygun manevra yapıp tekne ve römorku suya kavuşturmak her sahilden her kıyıdan mümkün değil, öyle o kadar da basit değil. Kumluk sahiller denize yaklaştıkça zeminde çöküntüler, balçıklaşmalar olmakta bazen gevşek iri yatay çakıllı sahiller kıyıya 10 metre, 20 metre kala her çeşit araçla zemine gömülebilmektedir. Sonrası hal böyle olunca iptidai yöntemlerle kurtulmak için mücadele gelir.

Yüzümüzü ülkemizin ötesine çevirdiğimizde hemen, hemen yurt dışında pek çok örneğini gördüğümüz her şehir, her liman ve barınakta amatör denizciler için ücretsiz halkın yararlanabileceği güzel rampalar mevcut. Hatta öyle ki birkaç aracın yan yana rampadan deniz araçlarını indirebileceği rahat manevra yapacağı ve hatta indirdikten sonra sancak, iskele aborda yanaşıp iskelesinden ailesini rahat binebilmesi için iskeleler var.



( Her denizci bakarken özenir bu tabloya. Neden bizim denizlerimiz, göllerimiz, kanallarımızda olmasın. İstemez misiniz? )


(Yurt dışında halka açık dev bir RAMPA aynı anda kaç tekne iner sizce?)